Proleter Demokrasi Tohumları Serpmeye!

Proleter Demokrasi Tohumları Serpmeye! 


Direnişin kendisini anti-faşist karakterde olduğu belirlemesinden sonraki adım olarak "faşizme karşı birleşik cephe" klasik bileşenleriyle yeniden gündeme geliyor. Komintern'den de kalan "faşizme karşı burjuva demokrasisi" maddesi tekrar yürürlüğe sokulmaya çalışılmakta. 

Her toplumsal direniş, farklı sınıf katmanlarını içerir, farklı burjuva- küçük burjuva ideolojilerini içerir şüphesiz. Her toplumsal direniş bazen ekmek gramajının azalmasıyla başlar- devrime dönüşür, bazen polis şiddetiyle öldürülen bir genç için tüm kentler tutuşturulur.

Ağırlaştırılmış yoksulluk, işçi ölümleri, geleceksizlik,anti-demokratik uygulamalar, kapitalist krizlerle beraber korkunç bir birikim varken, AKP'nin giderek el yükselttiği bir anda direniş açığa çıkmıştır. Hareket henüz rengini alamamıştır, bir karaktere bürünememiştir. Bu iyi! ama şimdilik. 

Harekete rengini verecek olan devrimci- komünistler geçmişin hatalarını tekrarlamaya da meyilli. Kitlelere öncülük etmekte zayıf olduğumuz gerçeği su götürmez ancak güçsüzlüğümüzün sebebine dair de bir şey söylememiş oluruz. "Teoride iyi, pratikte yetersiz"lik ile işin içinden çıkılmayacak bir durumdur. Güçsüzlük sadece pratik olanda değil ideolojik olanda da kendisini gösteriyor.CHP'ye açıktan çağrı yapamayanlar "tutarlı-burjuva demokrat"larına çağrıyı marksist taktik zannediyor. O devir çoktan kapandı.

Her ne kadar da CHP sokaktaki insanlara "sandık barikatı" çekmiş olsa da bir süredir "sandıkla gitmeyecekler belli oldu" diyen kitleler  şimdi "sandık değil sokak" diyerek sandık demokrasisini aşma potansiyeli taşıyor. Aynı zamanda güçlü bir militanlık pratiği de sergiliyor. (Kendisini "halkın öncü partisi" olarak belirleyenler kitlelerin militanlığıyla aynı düzleme gelmeyi "öncülük zannetse de") 



Devrim isteyen onun araçlarına da sahip olması gerekir. Devrim organları, devrimden önce kurulur, devrimden sonra değil. Komün, Ekim Devrimi, halk devrimlerine dönüşen Nazilere karşı savaşlarda olduğu gibi. 

Önümüzde direniş taleplerini burjuva muhalefetine sıkıştırmayacak, direniş eylemlerini burjuva yasallığa sıkıştırmayacak, var olan grevleri birbirine bağlayacak, işçi sınıfını- direnişlere katılımını sınıf olarak gerçekleştirecek, sınıfın bölükleri ve müfrezeleri gibi hareket edecek organlara ihtiyacımız var! Geç değil. Direnişe rengini verecek, direnişin karakterini belirleyecek şey bu organlar olacaktır. 

Genel Grevin genel direniş'e eşlik etmesi  DİSK ve Türk-iş'e bağlıysa bu ancak iktidarın kesin kaybı açığa çıkarsa belki mümkün olabilir. O güne kadar kitlelerin bilincinde "Genel Grev" isteminin diri tutulması önemli ama komünistler ilk elden halihazırda var olan direnişleri birbirine bağlamayı önüne koyması gerekir. Yakın-orta-uzak hedefleri birbirine bağlamadan söz-eylem birliği de kurulamaz. 

Çünkü esaslı olarak önümüze koyacağımız şey: Burjuva demokrasisine karşı proletarya demokrasisi! Olacaktır. Bu demokrasicilik oyunu, kayyımlar, seçilmiş milletvekillerinin tutuklamaları, burjuva hukuğun bitmek bilmez kendisini bile çiğneme haline karşı sadece burjuva demokrasisi eleştirisi yetmez, onu yadsıyacak olanın yaşamda filiz vermesini gerektirir. Bu bazen kendiliğinden olur bazen de şartların olgunlaşmasına rağmen doğamamış olanı müdahale ederek doğmasını sağlayarak olur. Gezi'nin öncesinde olduğu gibi bugün bu direnişlerin de olmasına olanak vermeyenler, bugün bu organların gerçekleşmesini de olanaklı görmeyebilir. 

Ancak ihtiyacımız; kendi eyleminin kararını alan, eylem mekanını kendi seçen, dağılma kararını kendi alan, mikrofonun kendisinde olan, direniş araç-gereçlerinin teminini yapan, taktik uygulayan, eylemin içeriğini kendisi belirleyen bir biçime dönüşmektir. 

Merkan Aksoydan











Yorumlar