Marx: Bentham için bir paragraf

Marx: Bentham için bir paragraf 

Kapital'in 1. Cildinde ilk olarak "Emek Gücünün Satın Alınması ve Satılması" bölümünde Jeremy Bentham ile karşılaşırız. 


"Sınırları içinde emek gücü alım satımının gerçekleştiği dolaşım veya meta mübadelesi alanı, gerçekten de, insanın doğuştan sahip bulunduğu hakların tam bir cennetiydi. Burada tek sözü geçen, Özgürlük, Eşitlik, Mülkiyet ve Bentham'dır."[1]

Ancak Kapital'de karşılaştığımız J. Bentham'a gelmeden önce Marx'ın ve Engels'in çok önceleri belirlemelerine dönüş yapmak gerekir. "Kutsal Aile ya da Eleştirel Eleştirinin Eleştirisi" yapıtında Auguste C.un hazırladığı ek'ler bölümü kitabın arka planının genişliğini gözler önüne seriyor. Haliyle Türkçe yayınlanmamış mektuplarına göz atarak Bentham'ın Kutsal Aile'den Kapital'e geldiği biçimi biraz irdeleyelim. Buradaki tek kıstasım Marx'ın ve Engels'in mektuplarından, hatta bazı gönderilmemiş ya da aynı mektubun iki farklı versiyonu olmasına rağmen gönderilmemiş mektuplarından, yayınlanmamış yazılarından ya da belirli bir kurul adına ama Marx'ın kaleminden çıkan mektuplardan "yeni bir Marksizm" çıkartma girişimlerine karşı katı olmaktır.

"Fransız Materyalizmine Karşı Eleştirel Savaş"


Bu başlık Kutsal Aile ve 'Eleştirel eleştirinin Eleştirisi' kitabında bulunuyor. Fransız materyalizmi sadece feodalizmin kurumlarına değil aynı zamanda da açık bir şekilde metafiziğe karşı da bir materyalist felsefeyi yükseltmişti. Fransız materyalizmi hakkında geniş ama kısa bir taslak isteği Marx-Engels'te vardı. Bir taraftan da Fransız materyalizmi sosyalizme pencere açtığını düşünüyorlardı.


"Fransız Materyalizminin iki yönü vardır, bunlardan biri kökenini Descartes'tan alır, diğeri ise kökenini Locke'tan alır. İkincisi tercihen bir Fransız eğitim unsuru ve doğrudan sosyalizme götürür. İlki, mekanik materyalizm, Fransız doğa bilimine doğru ilerler." [2]


Daha sonra Fransız materyalizminin İngiltere'deki gelişen materyalizmle olan ilişkisine değinirler ve Fransa'daki gelinen son noktayı kendilerinden de önceki materyalist öğretilerle birlikte şöyle tanımlarlar;


"Eğer insan koşullar tarafından şekillendiriliyorsa koşullar insani olarak şekillendirilmelidir. Eğer insan doğası gereği sosyalse doğası toplumsaldır, gerçek doğasını yalnızca toplum içinde geliştirir." [3]

Haliyle Fransız materyalizmi incelerken;

Yöntem olarak, "Eleştirinin talimatlarına uyarak, eleştirel tarihin "Neden?", "Nereden?" ve "Nereye?" sorularını, "ısrarlı bir inceleme nesnesi" haline getireceğiz."[4] . Bu üç soruyla öncelikle Fransız materyalistlerinin tarih-dışı (faydacılık gibi) kategorilerine ve spekülatif felsefeye karşı felsefi ve tarihi bir bağlam içinde inceleyeceklerini belirtiyorlardı.

Hedefleri ise:

"Tarihin gerçekte nasıl cereyan ettiği ile "mutlak eleştiri"nin (Mutlak eleştiri: Genç Hegelcilerin (Bruno Bauer çevresinin) kendini tarihin yegane öznesi olarak konumlandıran idealist eleştiri anlayışını alaya alıyor- parantez içi bana ait) buyruğu doğrultusunda hem Eskiyi hem Yeniyi eşit ölçüde yaratan bu eleştirinin— kurguladığı tarih arasındaki uçurumu" saygıyla! teslim edeceğiz."dir. [5]

Kutsal Aile ya da 'Eleştirel Eleştirinin' Eleştirisi kitabı yazılırken incelenen konular, kitabı yayınlarken gözettikleri ve odaklandıkları yerler, tartışmaya konu olan yerlerin belirleyiciliği, diğer birkaç kısımı çıkartmaya yöneltmiş gibi duruyor Marx-Engels'i. Yani Marx-Engels bu taslağı hazırlarken açıkça belirttiği yerlerin bir kısmını "Kutsal Aile" kitabının içinde bir kısmını kitabının ekler bölümünde bulabilirsiniz bir kısmını da bulamazsınız. Biz J. Bentham'a odaklanacağımız için tamamını 'ekler' kısmında bulamayacaksınız.

Telvetius, Holbach ve Bentham'dan birer paragraf paylaşılıyor;


Bentham için bir paragraf;

Bentham'dan sadece bir noktayı ayırıyoruz, o da “iç içe geçmişlik”. "Bireylerin çıkarı... genel çıkara feda edilmelidir. Fakat... bu ne anlama gelir? Her birey, tıpkı diğerleri gibi, bütünün bir parçası değil midir? Sizin kişileştirdiğiniz bu 'genel çıkar' yalnızca soyut bir ifadedir: O, bireysel çıkarların kitlesinden başka bir şeyi temsil etmez... Eğer bir bireyin servetini diğerlerininkini artırmak için feda etmek doğruysa, ikinciyi, üçüncüyü de feda etmek aynı şekilde doğru olacaktır; hiçbir sınır belirlenemez... Gerçek çıkarlar yalnızca bireysel olanlardır." “7 (Bentham, “Theorie des peines et des recompenses” vs., Paris 1826, 3. baskı.) [6]

Bentham'ın "En büyük sayı için en büyük mutluluk" ilkesi bir özdeşlik yaratır. "Hazlar ve acılar hesabı" Bunun bir diğer yönünü oluşturur; her insan kendisini mutlu edecek eylem eğilimindedir, bu hesaplamayı doğal olarak yapar. Haliyle kişi kendisini mutlu edecek eylemleri sürekli kıldığında toplumun da mutluluğu gerçekleşir. Ve bu yaklaşım sonuç olarak her şey gelir kişisel faydanın mutlaklığına dayanır. Oysa kapitalist ilişkiler ağı insalar arasındaki ilişkiyi kendileri dışında yasalar etrafında şekillendirir. Bentham gerçek çelişkinin çözümüyle yani emek-sermaye arasındaki çelişkinin çözümüyle ilgilenmez

Marx şöyle devam eder;

"Bentham ise, bu ilkenin esaslı toplumsal doğasını, çağının ulusal eğilimleriyle uyum içinde, bireysel çıkarı genelin temeli yaparak ve her ikisinin özdeşliğini –özellikle öğrencisi Mill tarafından geliştirilen 'insan sevgisinin, aydınlanmış bencillikten başka bir şey olmadığı' tezinde– kabul ederek genişletir. Ayrıca 'Genel İyi' yerine 'en büyük sayıdaki en büyük mutluluğu' koyar. Bentham, bu ampirik yaklaşımında Hegel'in teoride yaptığı hatanın aynısını işler; çelişkilerin aşılması konusunda ciddi değildir, özneyi yüklem yapar, bütünü parçaya tabi kılarak her şeyi baş aşağı çevirir. Önce genel ve bireysel çıkarın ayrılmazlığından bahseder, sonra ise tek yanlı olarak katı bireysel çıkarı savunur. Onun tezi, 'insanın insanlığın ta kendisi olduğu' düşüncesinin ampirik ifadesidir. Ancak bu ampirik ifade, özgür, öz-bilinçli ve yaratıcı insana değil; körce çelişkilere saplanmış insana 'türün haklarını' verir. Ahlakın özü olarak serbest rekabeti kabul eder ve insanlığın ilişkilerini, burjuva mülkiyetinin yasalarına göre düzenler." [7]

Üretim biçimleri arasındaki farklılıkları nicel bir ilişkiye dönüştürdüğümüzde, insanın farklı toplumsal- iktisadi örgütlenmesindeki farklılıkların da üstünden atlamış oluruz. Emeğin nicel karşılaştırılması A. Smith ve Ricardo'nun avcı-balıkçı örneğinde olduğu gibi burjuva iktisadi yasaların ilkel komünal toplumlarda da geçerli olduğunu söyledikleri gibi Bentham da tüm toplumlarda genel bir "fayda ilkesi" kurgular. Bu tip karşılaştırmalar, Marx döneminde sık sık da yapılır. Kapital'in fetişizm bölünde de mecburen bu örneği vermiştir Marx; Robinson'un adasına gidilir ve güncel tüm burjuva ilişkileri, Robinson'un adasında onaylanarak yeniden kurulur. Toplumların üretimdeki nitel farklılıkları en temelde insanın etkinliklerinin de farklılaşmasını koşullaması üzerine herhangi bir tarihsel anlatı mevcut değildir burjuva iktisatçıları-teorisyenleri arasında.

Buradan Kapital'deki alıntıya dönecek olursak; Burada tek sözü geçen, Özgürlük, Eşitlik, Mülkiyet ve Bentham'dır.

Şöyle diyor Marx: "Bentham işini kısa yoldan halleder. En kuru bir saflıkla modern dar kafalıyı (Spießbürger), özellikle İngiliz dar kafalısını normal insan olarak alır. Normal insanın bu garip temsilcisine ve bunun dünyasına yararlı olan şey, aslında yararlı olan şeydir. O, geçmişi, bugünü ve geleceği bu ölçüyle yargılar. Örneğin Hristiyan dini "yararlı"dır; çünkü o, ceza yasalarının hukuk adına lanetledikleri aynı kötü davranış ve fiilleri din adına yasaklar." [8]

İnsanın üretken faaliyeti ve doğası arasındaki ilişki köleci-feodal-kapitalist biçimlere göre şekillenir. Fayda'nın kendisi bile insan söz konusu olduğunda insan etkinliğinin kendisi de, duygu ve düşün dünyası da bu farklılığa uygun olarak farklı hayat bulur.

"İlke insana (Bentham'ın yararlılık ilkesi) uygulandığında, bütün beşerî eylem, hareket, ilişkiler vb. yararlılık ilkesine göre incelenip bir hükme varılmak istendiğinde, ilk önce genel olarak insan doğasının, sonra da her tarih çağında değişikliğe uğramış olan insan doğasının incelenmesi söz konusu olur." [9]

Burada yine üretim ilişkilerinden kopuk "insan doğası" anlatısına karşı net bir söylem vardır. Haliyle kapitalist yasalar içindeki insan kendi çıkarı için çalıştığında temel şeyler kendinden bağımsız yürürlülüğe girer. Bu 'yasaların' çelişkileri ise (emek-sermaye arasındaki çelişki gibi) devrimci bir çözüme kavuşturulması yerine niceliğe hapsedilerek "herkes kendi faydasınasına çalışmasına faydalıdır" denilerek temel sömürü mekanizmalarının da üstünden atlayarak burjuva mülkiyet yasalarını ve hukuğun kabulüyle sonuçlanır.

"Bentham!'dır Çünkü, her ikisi de yalnızca kendi gemisini kurtarmaya çalışır. Bunları bir araya getiren ve aralarında ilişki kuran biricik güç, onların bencillikleri, özel kazançları ve kişisel çıkarlarıdır. Ve böylece, herkes kendi çıkarını kolladığından ve kimse başkaları için bir şey yapmadığından, şeylerin önceden kurulmuş uyumunun sonucu olarak ya da her şeye gücü yeten bir Tanrı inayetinin himayesi altında, herkes, yalnızca, onlara karşılıklı avantaj sağlayan, herkes için yararlı, ortak çıkarlara uygun işler yapar." [10]

Kutsal Aile'de kurulan ironik dil, Bentham için Kapital'de tekrar edilir. Burjuva mülkiyet ve serbest pazarın ideologları artı-değer sömürüsünü görünmez kılması ve çözümü sadece nicelikte görmesi aynı zamanda sınıfsal çelişkiyi de mutlaklaştırır.

"Faydacılık teorisi (Nützlichkeitstheorie), başlangıçtan itibaren 'kamu yararı teorisi' (Gemeinnützlichkeitstheorie) karakterine sahipti; ancak bu karakter, ekonomik ilişkilerin —özellikle işbölümü ve mübadele— dahil edilmesiyle ancak somut bir içerik kazandı. İşbölümünde, bireyin özel faaliyeti kamusal yarara dönüşür; Bentham'ın 'kamu yararı', rekabet koşullarında genel olarak ileri sürülen aynı kamu yararına indirgenir. Toprak rantı, kâr ve ücretler gibi ekonomik ilişkilerin devreye girmesiyle, sömürenin yaşam konumuna bağlı olan sömürü biçimi üzerinden, sınıfların özgül sömürü ilişkileri ortaya çıkar."

"Eğer bende dostum H. Heine'nin cesareti olsaydı, Bay Jeremy için burjuva budalalığının bir dehasıdır, derdim." diyerek de sonlandırıyor Marx dipnotunu.

https://iscisinifisanati.com.tr/?p=729



Kısa bir not:

Marx'ın "İtiraflar" diye kısa bir ankette "Senin nefretin" Sorusuna Martin Tupper yanıtı verdiğini görürüz. Marx Kapital'de "Şairler arasında Martin Tupper ne idiyse Bentham da filozoflar arasında odur. Bunların ikisi de ancak İngiltere'de imal edilebilirdi." [12] Diyerek ikisini bir araya getirir. İkisinin bir araya gelişinin kökeninde Bentham'ın Telvetius'tan ödünç aldığı "sağ-töre" diyebileceğimiz şeyler ile Tupper'in şiirlerinde işlediği evlilik, tamahkârlık, işçi sınıfının içinde bulunan sefalet durumlarına karşı "isyan etmeme" vb. konularda sağ-töreyi işlemesiyle Bentham'ın uzun vadede herkes kendi çıkarları peşinde koştuğunda ve bu çıkarlar karşılandığında hem kişi hem de toplum "mutlu olacaktır" önermeleri örtüşür.

Merkan Aksoydan


Kaynaklar:

[1] Marx K. (2010). Kapital Cilt 1, Yordam Yayınları, Çev: Mehmet Selik, Nail Satlıgan, sf. 177
[2-3] Werke von Marx und Engels („MEW“)band-2 sf. 138 (Eylül 1844 - Şubat 1846)
[4-5] Werke von Marx und Engels („MEW“) band-2 sf. 132 (Eylül 1844 - Şubat 1846)
[6] Werke von Marx und Engels („MEW“) Band-2 sf. 141 (Eylül 1844 - Şubat 1846)
[7] Werke von Marx und Engels („MEW“)Band-1 sf. 576 (1842-1844)
[8-9]Marx K. (2010). Kapital Cilt 1, Yordam Yayınları, Çev: Mehmet Selik, Nail Satlıgan, sf. 589 dipnot: 68
[10] Marx K. (2010). Kapital Cilt 1, Yordam Yayınları, Çev: Mehmet Selik, Nail Satlıgan, sf. 177
[11] Werke von Marx und Engels („MEW“)Band-3 sf. 398
[12] Marx K. (2010). Kapital Cilt 1, Yordam Yayınları, Çev: Mehmet Selik, Nail Satlıgan, sf. 589

Yorumlar