Doğru Söylüyor Erdoğan

 Neyin gerekli neyin gereksiz olduğu bilmecesinin içinden sesleniyorum: Doğru söylüyor


Erdoğan: Bu işin fıtratında ölüm var, olağan şeyler.


Biz ne diyoruz cevaben? “Fıtrat ise patronlar da ölsün”


 Ama neden? Neden patronlar da ölsün?

Hayır hümanistçe bir soru değil bu. Siz hiç çalışırken beş’er, on’ar, yüz’er yaşamını yitiren patron
gördünüz mü ki tarihin bir kesitinde “fıtrat ise patronlar da ölsün” diyorsunuz? Hem "bu işin”
işçisi mi ki onlar, fıtratlarında ölüm olsun? 






Kapitalizmin üzerine kurulu olduğu normal olanın
tarifi Erdoğan’ın ağzından dökülmüş bulunuyor; İşçiler çalışırken ölür. Bu işçilerin normalidir,
patronlar ise emek güçlerini satmadan, işçinin yarattığı zenginlik üzerine yaşar.



Ama diyor ölmüyor işçiler Avrupa’nın madenlerinde.Birden bire öyle mi? Avrupa burjuvazisi bir

sabah uyanmış ve belirli düzenlemelere mi gitmiş yani? Oysa biliyor sınıf mücadelesini,
direnişleri, grevlerin kazanımlarını, oysa biliyor “hak sokakta kazanılır” yine de söylüyor işte.
Tabii ki de insanların bilinçlerinde şimşekler çakmak için böyle sloganlaştırıyorsunuz, böyle
göndermeler yapıyorsunuz, belki de işçinin yemek molasında patrondan izin alıp anlatırsınız
seçimleri (SEÇİMLERİ BIRAK TABLDOTA BAK ÖĞLE YEMEĞİMİZDE KURT
ÇIKTI!), belki küçük-orta boy işletmeleri tatlı dille ikna edersiniz İSİG önlemleri için, belki
devletleştirelim dersiniz, devlet bu sonuçta büyüğünüz olarak bilirsiniz, yaparsa iyisini yapar
dersiniz. Buna mı takılalım şimdi? Takıldık bile…








Yeter artık kendi gerçekliğimizin dışından yüksek sesle konuşmak.


İSİG raporu: Ekim ayında 164, yılın ilk on ayında en az 1540 işçi hayatını kaybetti!

Bir tarafta zenginlik diğer tarafta ölülerimiz birikiyor. İşte iki tarafın fıtratı!


Doğru söylüyor yani Erdoğan. Despotik fabrika rejimi bu. Yetmez artı-değer sömürüsü için

sermayenin mekandan münezzeh olması da gerekir! Sermayenin de fıtratı işçinin kanını
emmektir. Bu işin olağan hali bu’dur. Sermaye ile emeğin uzlaşmaz ve onmaz çelişkisi,
burjuvazinin temsilcisine bu doğruyu söyletir! Yardım sever- demokrat burjuvazi aramasın
gözleriniz a dostlar! Ama doğru ya siz zaten biliyorsunuz bunları… Yine de “demokrat burjuvazi”
aday olurken biraz katkı yapmasın mı? Yapmasın.





Ama hem Erdoğan’ın hem de başkalarının söylemediği fıtratımızda yatan ( bırakalım artık şu

fıtrat kelimesini) başka şeyler de var;
Sınıfa Karşı Sınıf!
Burjuvazi bizleri posamız çıkana kadar çalıştırır ve bir kenara atar. Sonra bağırır: SIRADAKİ
NESİL!




İşte bizim gerçekliğimiz.


Kabul ediyoruz. Bu işin fıtratında ölüm var. O halde bu gerçeklik üzerinden

konuşacağız.


Sermaye büyümek için işçinin canından kısar. Ya ömrümüz kısalır ya çalışırken ölürüz. İşçinin

kanı ve teri üzerine kurulmuştur bu diktatorya. Öyle iyi huylu, ponçik, göbekli bir kapitalistin ya
da küçük-orta burjuvazinin (küçük burjuvazinin ingilizcesi daha sıcak gelebilir size pettyyy
bourgekisie) neden çalışırken ölmediği sorusu retorik olarak bile uygun düşmez. Sermayenin
yarattığı bu kan havuzuna patronlar girmez. Üstüne üstlük kapitalistlerin kendi aralarında ve
işçilere karşı yürüttüğü rekabet işçinin mevcut durumunu da katmerleştirir!
Tek bir cümleyi bile es geçmeyeceğiz. Politik doğruculuk mu? Hayır.






Sınıflı toplumlara özgü bir biçimde; sınıf ilişkilerinin içinden, çelişkin tam ortasına kurulacağız.

Bu ilişkinin, çelişkili tarafından, uzlaşmaz çelişkisi içinden konuşacağız.
Ve çok akıllıca gelen her formülasyon sonucunda “söyledim ve ruhumu kurtardım” diyenlere
kurtaramamış olma ihtimalini hatırlatabiliriz belki de.



Ve biz bu gerçekliği yıkıp, yeniden kuracak olanın bilincini bulanıklaştıran her şeyi def edecek

şeyleri, kendi gerçekliğinden yola çıkarak kuracağız.
Hödüklük mü dersiniz yoksa bönlük mü? Ezber mi dersiniz yoksa hiçbir şeyden anlamıyor mu?
Ne derseniz deyin. Bu çelişkili birlik, işçi sınıfının lehine bozululana kadar Erdoğan’ı
doğrulayacak yaşam. Ve “fıtratsa patronlar da ölsün” diyenlere de bir cevap verilmeyecek
burjuvazi tarafından.
“Okuyan bir işçi soruyor” şiirini okuyunuz. Bertolt Brech







İMZA: yarı zamanlı işçi tam zamanlı kent yoksulu  İletişim: kentyoksulu@proton.me

Yorumlar